Dünyanın önde gelen derecelendirme kuruluşlarından Standard & Poor’s (S & P), finansal olmayan şirketlerin derecelendirme çalışmalarında, 2008 yılının 3. çeyreğinden itibaren şirketlerin “Kurumsal Risk Yönetimi” (KRY)uygulamalarının da değerlendirme kapsamına alınacağını belirtti.
Şirket hali hazırda finansal kuruluşlar, enerji ve sigorta şirketlerinin derecelendirilmesinde, bu şirketlerin KRY uygulamalarına da yer veriyor ve bu uygulamaları gözden geçiriyor. Diğer derecelendirme kuruluşlarının da benzer adımlar atması bekleniyor. Alınan bu karar ile, özellikle uluslararası finans kaynaklarına ulaşmak isteyen ve bu nedenle bir kredi derecelendirme notu almak durumunda olan tüm şirketlerin etkin bir KRY modelini kurumlarında hayata geçirme zorunlulukları oluşuyor. Bu durumun elbette ülkemize de önemli yansımaları olacaktır. Ülkemizde faaliyette bulunan başta büyük uluslarası şirketler olmak üzere, yurt dışındaki bankalardan kaynak sağlamak isteyen finansal kuruluş, holding ve diğer büyük şirketlerin de yakın zamanda KRY’ni hayata geçirmek zorunda kalacağını düşünüyorum. Elbette bünyesinde KRY pratiği olan şirketlerimiz de var. Bu şirketlerin de başta kurumsal risk yönetimi kültürü olmak üzere, kurusal risk yönetimi stratejilerini gözden geçirmek ve KRY modellerinin etkinliğini artırma zorunlulukları var. Öyleyse şirketlerde;
- KRY modeli hayata geçirilmesi ve buna bağlı süreçlerin tesisi
- KRY modeli ve süreçlerinin gözden geçirilerek, geliştirilmesi gerekecek.
Bu konuda en büyük görev iç denetçilere düşüyor. İç denetçiler KRY modeli ve süreçlerinin oluşturulmasında kurum yönetimlerine nesnelliklerine engel olmayacak ölçüde danışmanlık yaparken, diğer yandan (belirli bir süre sonra) ana görevleri olan KRY’nin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik denetimler yapacaklar. S & P’nin almış olduğu bu kararın iç denetçiler açısından çok önemli bir dönemin kapılarını araladığını ve beraberinde önemli fırsatları barındırdığını düşünüyorum. Yeni TTK ve Basel II düzenlemeleri de firmalarımızı risk yönetimi üzerinde daha çok düşünmeye ve durmaya teşvik edecektir. Özellikle yaşanmakta olan küresel çalkantılar sonrası, benzeri uluslararası karar ve düzenlemelerin revaçta olacağı ve iç denetim rolünün güçleneceği kanaatimizi koruyoruz.