Şirketler için “biri gider biri gelir” veya “koltuklar boşalacak ki dolsun” anlayışları sona erdi. Artık yetenekleri bulmak, işe almak, elde tutmak ve geliştirmek temel bir öncelik. Bu iş, üretim, pazarlama, satış gibi ve hatta onlardan çok daha önemli bir iş haline geldi. Bir diğer ifade ile insan kaynakları yönetimi artık stratejik bir iş.

Çalışanlarınıza iş ortaklarınız gibi davranmazsanız, onları kısa sürede kaybedersiniz. Bugün yetişmiş ve gelişmiş bir yeteneği kaybetmenin maliyeti önemli bir müşteriyi kaybetmenin maliyetine yakın.

Çalışanlarınızı strateji geliştirme ve karar süreçleri içine katmazsanız, onları kaybedersiniz. Bugün yeni nesil çalışanlar artık katı bürokrasi, kurallar ve tek adam yönetimi istemiyor. Katılım, insiyatif alma ve adil performans yönetimi istiyor.

Çalışanlarınızı sadece kar elde etmeye yardımcı olan araçlar olarak görürseniz kaybedersiniz. Çalışanlar, özellikle de Y ve Z kuşakları anlamlı bir iş içinde olmak ve dünyaya değer katmak istiyorlar. Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularına önem veren bir organizasyonun parçası olmak istiyorlar.

Çalışanlarınızı sadece görev tanımları ve rutin iş süreçlerinin içine hapsederseniz onları kaybedersiniz. İnsanlar artık şirketin tüm süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak, oralarda çalışan arkadaşlarını tanımak, yenilikçi fikirler üretmek, bu fikirleri farklı disiplinlerden arkadaşları ile inovasyona ve projelere dönüştürmek, kurum içi girişimcilik fırsatlarından faydalanmak istiyorlar. Yeni şeyler söylemek, yapmak ve şirkete kazandırmak istiyorlar. Tabi kendilerine de.

Adil ve piyasa koşullarına uygun ücretlendirme yap(a)mıyorsanız, sizi terk ederler. Öte yandan sadece ücret değil, gelişim ve katkı sağlama fırsatları da onlar için önemli. İyi ücret veremiyorsanız, kendilerini geliştirebilecekleri, öğrenecekleri, takım çalışması yapabilecekleri keyifli, esnek ve inovatif bir ortam sağlayın. Hatta bunu iyi ücret verseniz de yapın.

Çalışanlarınız geleceğin esnek ve dijital iş ortamlarında çalışmak istiyorlar. Mesai değil, fayda bazlı, lokasyon değil değer bazlı bir çalışma hayatı bekliyorlar. Esnek ve hibrit çalışma modelleri sağlayın. En az ücret kadar önem verdiklerini göreceksiniz.

En son olarak çalışanlarınıza dürüst olmazsanız sizi terk etmekle kalmaz, arkanızdan da olumsuz yorumlar yaparlar. Çalışanlarınıza her koşulda dürüst ve açık olun. Mali ve operasyonel verilerinizi, vizyonunuzu, değerlerinizi, önemli sorunlarınızı, fırsat alanlarınızı ve hedeflerinizi çok iyi bilmelerini sağlayın. Açık kitap yönetimi uygulayın. O zaman değer gördüklerine inanacaklardır. Tabi onların performansını da adil ve şeffaf süreçler ile ölçmek ve yapıcı geri bildirimde bulunmanın ne kadar önemli olduğunu söylemeye bile gerek yok.

Yoğun beyin ve yetenek göçü verdiğimiz bu dönemde yeteneğe ulaşmak ve elde tutmak için bu konuların kritik önemde olduğunu düşünüyorum.