Kurum Olarak Geleceğe Hazır Mısınız?

technology

Dünyada, son 200 yılda ekonomi ve iş alanında bana göre 5 önemli kırılma yaşandı. Birincisi sanayi devrimi idi. Buhar gücünün sanayi ve ulaşıma etkileri, dünyayı ve iş yapış biçimlerini değiştirdi. İkinci sanayi devrimi elektrik, radyo, telgraf gibi araçlar ve bilimsel yönetime giriş yıllarını başlattı. Üçüncü devrimin adı bilgi devrimi idi ve bilgisayarlar ile başladı. Bilgi işleme kapasitesinin artması, bir kez daha iş hayatını değiştirdi. 1990′ lar ise mobil iletişim ve internet ile dördüncü ve çok büyük bir devrime işaret etti. Beşincisi ise günümüzde yaşanıyor. Endüstri 4.0, Internet of Things (nesnelerin interneti), Yapay Zeka, Artırılmış Gerçeklik, Sanal Gerçeklik, Blockchain, büyük veri gibi kavramlar ve sosyal medyanın değiştirici ve dönüştürücü gücü, tarihte görülmemiş bir devrimin eşiğinde olduğumuzun bir habercisi.

 

Buna ek olarak tüm dünyanın siyasi, ekonomik, ticari, teknolojik ve çevresel boyutlar ile artık tam kaotik ve öngörülemez bir döneme girdiğini de (bu döneme VUCA dönemi deniyor) eklersek, tüm dünyada ve ülkemizde şirket ve kurumlar için oyunun kurulları tamamen değişiyor.

 

WISE Initiative’ in araştırmasına göre bugün ilkokulda olan çocuklar, gelecekte %65 oranında dünya üzerinde bugün mevcut olmayan yepyeni işlerde ve mesleklerde çalışıyor olacaklar. Yani bugün dünyada var olan işlerin %65′ i gelecekte var olmayacak.

 

Y ve Z kuşakları, yani ileri teknolojisiz bir hayatı hatırlamayan nesiller, çok yakında iş hayatında hakim iş gücü haline gelecekler. İş hayatından beklentileri, katkıları, yetenekleri, hedefleri ve tavırları çok farklı. Bu kuşakları bürokratik tip yönetim ve organizasyon yapınız, geleneksel iş modelleriniz, ve hele de statükoyu besleyen bir kültürünüz var ise, etkili bir şekilde çalıştırmak ve verim almak en önemli risklerden bir tanesi olarak karşınıza çıkacak.

 

Sadece üretim, taşıma, depolama değil, insan kaynaklarından, satış pazarlamaya, finanstan güvenliğe kadar tüm iş süreçleri evrim geçiriyor, bunlara yönelik eski iş metotları ve araçları hızla eskiyor, oyunun kuralları sürekli değişiyor. Bundan 6 ay önce ortaya çıkan bir yönetim teorisi ekşiyebiliyor, inovasyonu kavramı bile özüne ters olmasına rağmen eskimiş gözüküyor.

 

Peki dünya bu hızla değişirken ve yepyeni bir devrim kapımızdayken, durumun öneminin farkında mıyız? Bu değişimi doğru yorumluyor muyuz?

 

Bu dönem sadece yeni teknolojilerin büyük bir hızla hayatımızı değiştireceği bir dönem değil. Bunu doğru okumak lazım. Bu dönem, hayatlarımızın kökten değişeceği büyük siyasi, sosyal, ekonomik ve psikolojik değişikliklerin gerçekleşeceği bir dönem. “Business” konusu tamamen yeniden tanımlanıyor ve şekilleniyor.

 

Bu durum ile baş etmek için şirketinize en ileri yazılım çözümlerini almanız, endüstri 4.0 hazırlıkları yapmanız yeterli değil. Bu dönemde çok başka şeyler yapmanız gerekiyor. Bunun en başında iş aleminde yeni dönemi iyi yorumlamanız gerekiyor. Bu devrimin ülkenize, sektörünüze ve şirketinize yansımalarını iyi analiz etmelisiniz. Bunun için çok iyi bir gelecek öngörünüz olması gerekiyor.

 

Bu öngörüden yola çıkarak, hem bu değişim, hem de kısa vadeli VUCA dönemine yönelik stratejiler geliştirmeli, bunları iyi uygulamalı ve en önemlisi de bunları hızlı yapmalısınız. Bu ise ancak kendi içinize dönüp, kendi kurumsal yapınızın, gelecek öngörüleri ile ne ölçüde uyumlu veya uyumsuz olduğunu görmeniz ile mümkün. Değişim ve gelişim ancak bu şekilde bir öz farkındalık ile başlıyor.

 

Dünyada b2b ve b2c bakış açıları ve iş modelleri tamamen h2h (human to human) bakış açısına ve iş modellerine evrilir ve kişiye özel iş modelleri ve iletişim biçimleri inanılmaz değer kazanırken, şirketinizi veya kurumunuzu, bu paradigma değişimine çok iyi hazırlamanız gerekiyor.

 

İnsan kaynaklarından, üretime, pazarlamadan, finansa kadar, her alanda, yönetim ve organizasyon yapınız da dahil büyük bir revizyon yapmanız gerekecek. Belki bugün değil ancak çok yakında. Bu baskıyı hissetmenize çok kısa bir zaman kaldı. Bu durumu erken farkeden, adaptasyonu ve dönüşümü gönüllü olarak ve erkenden harekete geçerek yöneten, çağın ruhuna uygun bir gelişme sağlayan şirketler, rekabet avantajları kazanacaklar. Yapmayanlar veya ancak baskıyı hissettiği dönemde, zorla yapanlar ise maalesef tabloyu doğru okuyamamanın bedelini ödeyecekler.

 

Elbette olaya karamsar açıdan bakmaya gerek yok. Yeni dönem, beraberinde inanılmaz fırsatları getiriyor. Pazar payı iyi, nakit akışları güçlü, kurumsal kültürü sağlam, ürettiği ürün veya hizmetler farklılaşmış, taklit edilemeyen şirketler bu dönemde büyük bir fırsat ile karşı karşıyalar. Bu avantajlarını doğru kullanır ve yeni dönemin yani beşinci büyük devrimin kurallarına uyum sağlarlarsa, diğerleri ile arayı açarlar.

 

Kaynak ve varlıklarını, güçlü stratejiler etrafında toplayıp, akıllı kullanan bu şirketler bu dönemin yıldızları olacak.

 

İyi haber şu ki yeni kurulmuş, pazar payı zayıf veya gelişmekte olan, nakit akışları kırılgan, kurumsal kültürü zayıf, ürün ve hizmeti genel rekabetten farklı olmayan veya olsa bile, bunu pazarlamakta zorlanan şirketler için de bu dönem büyük avantajları beraberinde getiriyor. Eğer bu dönemim kuralları doğru yorumlanır ise, önünüzdeki şirketleri sollamanız veya kendi kulvarınıza yönelerek bu kulvarın doğal lideri olmanız mümkün. Bunu mümkün kılacak strateji ve araçlar mevcut.

 

Bu beşinci devrimin iş ve ekonomiye etkileri, bu dönemin kuralları ve yeni dönemde şirketlerin uygulayabilecekleri etkili stratejiler üzerine yazmaya devam edeceğim.

1 Yorumlar

  1. İbrahim ÖZIŞIK

    Teşekkürler Bertan Bey. Kaleminize sağlık. Bazı düşüncelerimin sizce de dile getirilmiş olması beni sevindirdi.

Bir Cevap Yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmadı

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>


Yukarıya Git